17 °c

5. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı

İSTANBUL (AA) - Yazar, senarist Ozan Çivit, içinde çatışma ve karakterlerin karşı karşıya olduğu bölümlerin en çok izlenen bölümler arasında olduğunu söyleyerek, "Mücadeleci bölümler de yine çocuklar tarafından daha fazla tercih edilebiliyor. Çocukları, yetişkinleri bir fantezi dünyasına sokabiliyoruz. Bunları yaparken de bir takım unsurlar kullanıyoruz. Bunların en önemlisi...

Güncel Haberi
5. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı
5. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı

İSTANBUL (AA) - Yazar, senarist Ozan Çivit, içinde çatışma ve karakterlerin karşı karşıya olduğu bölümlerin en çok izlenen bölümler arasında olduğunu söyleyerek, "Mücadeleci bölümler de yine çocuklar tarafından daha fazla tercih edilebiliyor. Çocukları, yetişkinleri bir fantezi dünyasına sokabiliyoruz. Bunları yaparken de bir takım unsurlar kullanıyoruz. Bunların en önemlisi ise çatışma oluyor. Çatışma bizim hikayelerimizin iteleyici unsurudur. Ancak şiddetle karıştırmamak gerekir." ifadelerini kullandı.

"Çocuğun Algısına Dokunmak" temasıyla düzenlenen 5. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı kapsamında "Şiddet Unsurlarını Kullanmadan Bir Hikaye Anlatılabilir mi?" konulu panelde konuşan Çivit, yapımlarda şiddeti kullanmanın kolay ve rahat kurgulanabilen bir enstrüman olduğunu aynı zamanda doğru kullanıldığında avantaja çevrilebileceğini söyledi.

TRT Çocuk'ta yayınlanan 'Rafadan Tayfa' çizgi filminin senaristi Çivit, şunları söyledi:

"Senaryoyu oluştururken sorular sorarız. Soruların cevapları ile hikaye çeşitlenir. Sakıncalı sorular da sorarız yani karakterleri zor duruma sokacak. Bu cevapları çözerken de karakterlerin problemleri nasıl çözdüğü ortaya çıkar ve 'Şiddeti neden kullanma ihtiyacı duyuyoruz'u sorabiliriz. Rafadan Tayfa’dan örnek vereyim. Herhangi bir şiddet unsuru barındırmadan istenilenleri anlatılıyor, eğlendiriyor. Geri bildirimler her yaştan ve oldukça olumlu. Ancak en çok izlenen bölümlere baktığınızda içinde çatışma olan, içinde şiddet olmasa bile karakterlerin karşı karşıya kaldığı bölümler en çok izlenen bölümler arasında yer alıyor. Mücadeleci bölümler de yine çocuklar tarafından daha fazla tercih edilebiliyor. Çocukları, yetişkinleri bir fantezi dünyasına sokabiliyoruz. Bunları yaparken de bir takım unsurlar kullanıyoruz. Bunların en önemlisi ise çatışma oluyor. Çatışma bizim hikayelerimizin iteleyici unsurudur. Karakterlerin içine girdiği ikilem bir sonraki süreçte çözülmesi gerekir. Ancak şiddetle karıştırmamak gerekir. Yanı sıra ayrılık, sağlık problemi, doğal afet, işinizden kovulma gibi eylemler çatışmadır ve karakter arkı denilen kırılma noktası bunlardır. Karakterin zekasını kullanması ve problemi çözmesi gerekir. Neden şiddeti kullanıyoruz? Çünkü kolay ve tekrarı çok rahat kurgulanabilen bir enstrüman. Ayrıca şiddeti avantaja çevirebiliriz. Doğru kullanıldığı durumlarda tabii ki."

Yapımcı ve Yönetmen Armar Gündüz ise "Çocuklar doğduğu andan itibaren reel bir dünyanın içerisine doğuyorlar. Hem aile içerisindeki rekabet, hem eğitim sürecindeki rekabet süreci çocuklara psikolojik bir baskı uyguluyor ve bir süre sonra bu süreç psikolojik şiddete dönüşüyor." dedi.

Çocukların izledikleri çizgi diziyle ilgili herhangi bir geri bildirimde bulunamadıklarını belirten Gündüz, şöyle konuştu:

"Siz farkında olmadan çocuklar etrafındaki her şeyi gözlemleyebiliyorlar. Cille çizgi filminde üzerimize düşen, şiddeti çocuklara doğru ölçüde vermek. Çocukların özdeşleştirdikleri karakterler arasında bir şiddet yok. Alt metinde verdiğimiz mesaj kötü doğulmaz, iyi doğarsınız ve çevrenizdeki faktörlerden dolayı kötüleşebilir insanlar. Bu alt metinle çocuklar ile şiddet unsuru arasına çizgi çekiyoruz. Ve gerçek dünyaya biraz da olsa hazırlama çalışmasıydı. Ne kadar doğru verebilirseniz bunu, çocuğu o kadar iyi hazırlayabilirsiniz hayatınızda. Çocuklarınız bunu her an etraflarında görüyorlar. Bir çizgi dizi yapalım, çocukların şiddete bizim istediğimiz ölçüde tanıştıralım ve onları hazırlayalım. Aldığımız sonuçlar beklediğimizden çok daha önemliydi. Feedback’lerde karşılaştıklarımız, kralın oğlu kayra ile savaşan karakter aslında iyi ve içerisindeki iyiliği çevresinden edinmiş bir karakter. Anladık ki çocukların içerisinde her zaman bir umut var. Böylece her dönemden bir ders çıkarılabileceğini, her karanlığın sonunda bir aydınlık olduğunu anlatmaya çalıştık."

Konferans kapsamında düzenlenen "Bir Şiddet Aracı Olarak Görsel Unsurların Kullanımı" panelinde konuşan Gösterge Bilim ve Sanat Akademisi Kurucusu Erdem Dağdemir ise şiddet dendiğinde herkesin aklında farklı görüntüler canlandığını ifade ederek, "Arama motoru Google’e 'Şiddet' kelimesini yazdığınızda 11,8 milyon içerikle karşılaşıyoruz. Farklı görüntülerin sebebi ise zihnimizde canlanan, anlamlandırma sürecinin sonu. Geçmişte tanık olduğunuz hangi şiddet görüntüsüne duygusal bir değer biçildiyse o görüntü aklımıza geliyor." ifadelerini kullandı.

Dağdemir, medyanın algılama ve anlamlandırma konusunda şiddeti manipüle edip yönlendirebildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Toplumun içerisinde nereden bakarsanız bakın şiddet var. Herkes bir şekilde şiddetle karşı karşıya olabilir. Anlamlandırma konusunda en önemli şey, görselin içerisindeki mesajlar. Yan anlamı anlayabilmek için içerisindeki materyallere, arka planlara ve konunun anlatış biçimine dikkat etmemiz gerekiyor. Şiddetin sunuş biçiminin ne kadar yönlendirici olduğunu anlatmak için videolara bakacağız. Açılış sahnesinde masalsı bir anlatım ve gökyüzünden bombalar şehre yağıyor, etkileyici bir müzik arka planda yine yer alıyor. Bunun sebebi, normalde bu videonun hedef kitlesi büyükler ancak herhangi bir ortamda çocukların etkilenmesini sağlamak için de yapılmış olabilir. Ancak inanın çocuklar gördüklerini hiç unutmuyorlar."

Yapımlardaki şiddetin kimi zaman sevimlilik kimi zaman ise sorun çözücü veya kahramanlık olarak sunulduğunu söyleyen Dağdemir, "Medyada şiddet içeriklerinin gösterilmesini onaylıyor musunuz? Şiddetin şiddet olarak gösterilmemesi için alt kimliklere ihtiyacı var. Sevimlilik, sorun çözücü/kahramanlık ve oyun. Neden medyada gösteriliyor? Şiddetin sunulması için bir nedene ihtiyacı var. Tom ve Jerry’i mesela izlemeden sesini duysanız neler olduğunu anlayabilirsiniz; bir kovalamaca sahnesinde olduklarını... Tom ve Jerry’deki şiddetin kullanıldığı bir alt kimlik burada sevimlilik olarak karşımıza çıkıyor. Batman ve Lego Movie’de ise şiddetin sorun çözücü/kahraman olarak alt kimliklenir. Ten Titans Powerpuff Girls de yine sorun çözücü/kahraman alt kimlikleri üzerinden şiddetin kullanıldığı çizgi filmlerden. Oyun ve sinem filmlerinde de benzer süreçlerin karşılığını bulmak mümkün." şeklinde konuştu.

Sıradaki Haber