İSTANBUL (AA) - İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul'da Türk mutfağını tanıtmak gerektiğini belirterek, "İstanbul'da günlük 25 milyon kişi hareket halinde. Türk mutfağımızı İstanbul'da yaşayanlara ve turistlere tanıtmalıyız." dedi.
Apaydın, otel, restoran, yiyecek, içecek sektörünün uluslararası buluşması Sirha İstanbul kapsamında düzenlenen "Gastronomi Turizmi Derneği Konferansı"nda yaptığı konuşmada, İstanbul'da geçen yıl 12 milyon 400 bin turist ağırladıklarını belirterek, dünya ve Türkiye'deki sıkıntılardan dolayı turist sayısında azalma yaşandığını hatırlattı.
İstanbul'a kültür turizm dışında, sağlık ve kongre turizmi için turist geldiğini ifade eden Apaydın, "Biz arzu ediyoruz ki nitelikli turist İstanbul'a gelsin. Turist geldiği zaman İstanbul'u anlasın, gittiği zaman da güzel güzel anlatsın. Biz İstanbullular olarak dünya turizminde, bütün şehirler arasında 6. sıradayız. Turizm gelirleri açısından 12. sıradayız. Bu şu demek; İstanbul'a gelen bir turist 768 dolar para bırakıyor. Biz arzu ediyoruz ki, bin, 2 bin dolar olsun. Daha fazla para kalsın. Bir turistin de dünyada tüm istatistiklerde, yer seçerken, yüzde 88'i önce ülkenin mutfağına ve lezzetlerine bakıyor. Bu resmi istatistik. Toplam harcama içerisinde kaç lira yemeğe harcıyor? 157 dolar harcıyor." diye konuştu.
Apaydın, İstanbul'da Türk mutfağını tanıtmak zorunda olduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İstanbul'da 14 milyon 400 bin insan yaşıyor. İstanbul'da günlük hareket ise resmi rakam olarak 25 milyon kişi. Bu kadar kişi İstanbul'da hareket halinde. Türk mutfağımızı da İstanbul'da yaşayanlara, Türkiye'den İstanbul'a gelenlere, yurt dışından gelen turistlere satmalıyız. Türk mutfağında da saray, Anadolu ve etnik olmak üzere 3 mutfak bulunuyor. Bu 3 mutfak bizim mutfağımız ve onlara mutfağımızı tanıtmalıyız. Genellikle İstanbul'da yüzde 80 arazideyim. Yemeğe geçmeden mutfakta hangi yemekler ve tatlılar olduğunu soruyorum. Cevap ise çoğunlukta yabancı mutfak oluyor. Dolayısıyla sektörün de bu konuda cesur olması ve bizim mutfağımızı öncelikle öne sürmesi gerekiyor. Dünyada bu işin yolu belli. İstanbul'da da bütün taraflarla görüştük. Örneğin sabah İstanbul'dan Antep'e gidip yemek yeyip dönüyorsak, aynı şeyin İstanbul için de olması lazım."
