17 °c

GRAFİKLİ - Lübnan Cumhurbaşkanı Avn'ın Suriyeli mülteciler açıklaması

BEYRUT (AA) - Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, göreve gelmesinin üzerinden yaklaşık iki ay sonra, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerden ülkelerindeki güvenli bölgelere gitmesini isteyerek yeniden gündeme geldi. Suriye rejimi ve Hizbullah'a olan yakınlığıyla bilinen Avn, Fransız milletvekillerinden oluşan delegasyonu kabulünde yaptığı konuşmada, "Suriye'de güvenli bölgeler...

Güncel Haberi
GRAFİKLİ - Lübnan Cumhurbaşkanı Avn'ın Suriyeli mülteciler açıklaması
GRAFİKLİ - Lübnan Cumhurbaşkanı Avn'ın Suriyeli mülteciler açıklaması

BEYRUT (AA) - Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, göreve gelmesinin üzerinden yaklaşık iki ay sonra, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerden ülkelerindeki güvenli bölgelere gitmesini isteyerek yeniden gündeme geldi.

Suriye rejimi ve Hizbullah'a olan yakınlığıyla bilinen Avn, Fransız milletvekillerinden oluşan delegasyonu kabulünde yaptığı konuşmada, "Suriye'de güvenli bölgeler olduğunu ve Lübnan'daki Suriyeli mültecilerin buralara gidebileceğini" söyledi.

Lübnan'da iki buçuk yıl süren cumhurbaşkanlığı krizinde Hizbullah'ın adayı olarak seçimleri önde bitiren 81 yaşındaki Avn, kişisel siyasi tarihinde kurduğu ittifaklar ve çatışmacı kimliğiyle öne çıkıyor.

-Mişel Avn kimdir?

Beyrut'un kenar mahallesinde, 1935'de fakir bir kasabın çocuğu olarak dünyaya gelen Avn, Maruni Hristiyan bir aileye mensup. Gençlik yıllarında orduya girerek sırayla ABD ve Fransa'da eğitim gören Avn, ülkesinin iç savaşla boğuştuğu 1980'de "Tuğgeneral" rütbesiyle Lübnan'a döndü.

General Avn, ülkesinde giderek şiddetlenen iç savaşta taraflardan biri haline gelen orduda 1986 yılında Genelkurmay Başkanlığına kadar yükseldi.

Dönemin Cumhurbaşkanı Emin Cemayel, 1988'de görev süresi sona ermeden dakikalar önce ilan ettiği "geçici askeri hükümetin" başbakanı olarak Avn'ı görevlendirdi. Lübnan'da bu nedenle o dönem Avn'ın ve Sünni Selim el-Hus'un liderliğinde iki farklı hükümet ortaya çıktı.

Avn, bu sırada iç savaştaki müttefiklerinden Falanjist milislerin oluşturduğu Maruni Hristiyan Semir Caca liderliğindeki Lübnan Güçleri'ne karşı da ayrı bir savaş başlattı. Bu yeni çatışma iç savaş sırasında ortak bir cephe halinde hareket eden Hristiyanlar arasında bir tür alt "iç savaş" çıkmasına ve çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Savaşın taraflarından Suriye ve Lübnanlı müttefikleri, Avn'ın başbakanlığındaki hükümete itiraz ederken Avn, savaştaki ana dış aktörlerden biri olan Suriye'ye karşı "Bağımsızlık Savaşı" ismini verdiği silahlı mücadele başlattı.

Lübnan iç savaşını on beş yılın sonunda bitiren Taif Anlaşması imzalandığı sırada Cumhurbaşkanlığı Sarayını askeri birlikleriyle işgal eden Avn, anlaşmayı tanımadığını ve yeni seçilen cumhurbaşkanını geçersiz saydığını duyurdu.

Suriye ordu birlikleri ve Lübnan Güçleri milisleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayına karşı kara ve hava operasyonu başlattı. General Avn, Suriyelilerin "teslim ol" çağrısına uyarak Baabda Sarayı'ndan ayrılıp Beyrut'taki Fransız Büyükelçiliğine sığındı.

-15 yıl sürgünden sonra eve dönüş

Fransa'da sürgünde 15yıl geçiren Avn'ın Lübnan'a dönmesi ve siyasi faaliyetlerine tekrar başlamasında eski başbakanlardan Refik Hariri'ye düzenlenen suikast belirleyici oldu.

Hariri'nin Şubat 2005'te bombalı saldırıda öldürülmesinin yol açtığı travma ve artan uluslararası baskılar üzerine Suriye, Lübnan'daki askeri varlığını geri çekti ve Fransa'da sürgünde olan Avn da Suriye güçlerinin çekilmesinden 11 gün sonra, 7 Mayıs 2005'te ülkesine döndü.

Avn, Lübnan'a dönüşünün ardından üniformasını çıkararak Özgür Yurtsever Hareketi'ni (ÖYH) kurdu ve sivil siyasete adım attı. ÖYH, kurulmasının ardından Mayıs 2005'te gerçekleştirilen seçimlerde, 21 milletvekili ile Maruni Hristiyanlar içinde en güçlü parti oldu.

- Hizbullah ile yakınlaşma

Avn, 2006'da ülkede giderek daha da güçlü hale gelen Hizbullah ile bir mutabakat zaptı imzaladı.

Bu anlaşmayla Avn, Hizbullah ve müttefiklerinin içinde yer aldığı 8 Mart Bloku'na en güçlü Hristiyan aktör olarak dahil oldu. Mutabakat zaptı, 2006'da İsrail ile giriştiği savaşla Lübnan'a yıkım getiren milis gücü Hizbullah'ın elini güçlendirerek, Lübnan devletini daha da zayıflattı.

İran ve Suudi Arabistan bölgesel çekişmesinin yerel aktörler tarafından yoğun şekilde karşılık bulduğu Lübnan'da Avn, Hizbullah ile imzaladığı anlaşmayla ülkesindeki çatışmada "resmen" İran-Suriye eksenine katıldı.

- Hizbullah ve Avn, Hariri hükümetini devirdi

Lübnan'da 2011'e gelindiğinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla Hariri suikastını araştırmak üzere kurulan Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nin Hizbullah ve Suriye'ye yaptırım uygulama kararına hükümetin vereceği tepki iç siyasetteki gerilimi artırdı. Lübnan'da dönemin Başbakanı Saad Hariri'nin ABD Başkanı ile görüşmesi sırasında Avn ve müttefiki Hizbullah, 10 bakanla kabineden istifa etti ve hükümet devrildi.

Aylar süren müzakerelerin ardından Başbakan Necib Mikati'nin 2011'de kurduğu yeni hükümette Avn'ın partisi, 30 bakanlıktan 6'sını elde etti.

-Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci

Lübnan meclisi, 23 Nisan 2014'te görev süresi mayıs ayında dolacak olan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman'ın yerine geçecek cumhurbaşkanını seçmek üzere toplandı. Ancak adaylardan hiçbiri 128 sandalyeli mecliste üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Hizbullah'ın liderlik ettiği Suriye rejimi yanlısı 8 Mart Bloku uzunca bir süre cumhurbaşkanı adayı Avn'ın ismini açıklamaktan kaçındı. Bununla birlikte, "uzlaşı adayının sağlanmadığı" gerekçesiyle, Avn ve Hizbullah, oturumları boykot ederek toplantı yeter sayısının sağlanmasını engelledi.

Hizbullah ve Beşşar Esed, 2015'in başında Avn'ın cumhurbaşkanlığını desteklediklerini açıklarken, cumhurbaşkanlığı krizi ise toplantı yeter sayısı sağlanamayan oturumlarla sürdü.

- Avn'ı Baabda Sarayı'na taşıyan süreç

Avn, 2016'nın başında iç savaş zamanındaki siyasi rakibi Semir Caca'nın, daha sonra da Müstakbel Hareketi lideri Hariri'nin desteğini alarak 128 sandalyeli mecliste 83 oy alarak Lübnan'ın 13. Cumhurbaşkanı seçildi.

Mişel Avn, Lübnan'ın seçilen en yaşlı cumhurbaşkanı unvanını taşırken, sırasıyla hem Genelkurmay Başkanlığı hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı görevi yapan tek figür olma özelliği taşıyor.

Sıradaki Haber