17 °c

"Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi" konferansı

İZMİR (AA) - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, "Mevcut anayasa artık parlementer sistem değildir. Ortada bir sistem var, kimileri 'parlamenter sistem' diyor, kimileri diyor ki 'başkanlık sistemi'. Teknik olarak bana sorarlarsa, bu ne deve, ne kuş, bu devekuşu." dedi.İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde düzenlenen "Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi"...

Güncel Haberi
Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi konferansı
"Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi" konferansı

İZMİR (AA) - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, "Mevcut anayasa artık parlementer sistem değildir. Ortada bir sistem var, kimileri 'parlamenter sistem' diyor, kimileri diyor ki 'başkanlık sistemi'. Teknik olarak bana sorarlarsa, bu ne deve, ne kuş, bu devekuşu." dedi.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde düzenlenen "Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi" konferansında konuşan Karatepe, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yapılan mevcut anayasanın ideolojik bir anayasa olduğunu, her şeyi kendi ideolojisine göre düzenlediğini ve yasakçı niteliği taşıdığını belirtti.

Karatepe, 1982 Anayasası'nın darbenin lideri hala cumhurbaşkanıyken değiştirilmeye başlandığını, 30 yılda 15 değişiklik gördüğünü ifade ederek, "yamalı bohça" gibi olduğunu söyledi.

Parlamenter sistemin krallıkla idare edilen İngiltere'de doğduğuna ve tüm yetkileri alınan kralların sembolik görevleri olduğuna dikkati çeken Karatepe, şöyle devam etti:

"82 Anayasası güçlü cumhurbaşkanlığı düzenledi. Bu güçlü cumhurbaşkanlığı parlamenter sisteminin özüne aykırıdır. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanları semboliktir. Sonra cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi kabul edildi. Mevcut anayasaya iki bakımdan parlamenter sistemin dışında bir sistem getirdi, birincisi cumhurbaşkanı çok yetkilidir, ikincisi cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmektedir. Bunlar başkanlık sisteminin özelliğidir. Türkiye'nin sistemi bugün her ne kadar hükümet parlamentodan güvenoyu alarak başlasa da o yönüyle parlamenter sistemdir ama cumhurbaşkanı açısından baktığımızda da başkanlık sistemidir. Mevcut anayasa artık parlementer sistem değildir. Ortada bir sistem var, kimileri 'parlamenter sistem' diyor, kimileri diyor ki 'başkanlık sistemi'. Teknik olarak bana sorarlarsa, bu ne deve, ne kuş, bu devekuşu. Ne parlamenter sistem, ne başkanlık sistemi."

Siyasette her şeyin hukuk olmadığını, gücü kim kullanırsa bu anayasanın o yönde gideceğini ifade eden Karatepe, "Güçlü bir başbakanımız olduğunda bu sistem parlamenter sistemi gibi çalıştı. Güçsüz bir başbakan olduğunda da başkanlık sistemi gibi. Recep Tayyip Erdoğan güçlü başbakanken sistem parlamenter sistem gibi çalıştı, şimdi güçlü bir cumhurbaşkanı var, sistem başkanlık sistemi gibi çalışıyor." ifadelerini kullandı.

-"Meclisin üstünlüğü ortadan kalkmıyor"

Karatepe, mevcut sistemin başkanlık sistemine doğru gittiğini, ama zannedildiği gibi Meclisin üstünlüğünün ortadan kalkmadığını, bugün belediyelerin başkanlık sistemiyle yönetildiğine dikkati çekti.

Anayasa değişikliği teklifinde seçilme yaşının 18'e indirildiğine değinen Karatepe, "Sayın Cumhurbaşkanımız 'hocam soruyorum size, karar vermek mi sorumluluk isteyen bir şey yoksa seçilmek mi?' dedi. Ben de 'seçmek daha fazla sorumluluk isteyen bir iş' dedim. O da 'siz hocalar seçmesine izin veriyorsunuz, seçilmesine izin vermiyorsunuz' dedi. Seçme ve seçilme yaşı 18 olarak değiştirildi. O Kasımpaşalı tavrını burada gösterdi." diye konuştu.

Prof. Dr. Karatepe, değişiklik teklifi kabul edilse de anayasanın eksikleri olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Egemenlik maddesini değiştirmek lazım. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, manası şu, ülkeyi millet kendisi yönetir. Temsilcilerini seçer, zaman zaman doğrudan karar verir referandumla. Millete ait olan egemenliğin seçim dışında bir başka organa devredilmesi yolu yoktur. Bunun için seçilmeyenler egemenlik kullanamaz. Mevcut anasaya diyor ki egemenlik milletindir, millet bu yetkisini organları eliyle kulanır. Kim bu organlar, herkes. Bu anayasa hala seçilsin, seçilmesin, tayin edilsin kamu gücü kullanan herkese egemenlik kullanma yetkisi vermektedir. Baştan beri de darbelerin, vesayetin seçilmişler üzerinde baskı kurmasının en önemli dayanaklarındandır."








Sıradaki Haber