Yeni Bir Dünya: Prebiyotikler

16 Aralık 2016 Cuma

Çoğu kişi lifli ve probiyotik içeren gıdaların insan sağlığına faydalı olduğunu bilmekte, tahmin etmektedir. Ancak yine de prebiyotik gıdalar hala gereken değeri görmemektedir.  Genel olarak, insanlar her gün yeteri miktarda prebiyotik tüketemezler ve ne yazıkki bu durum; şiddetli hazımsızlık daha yüksek seviyelerde iltihaplanma, daha düşük bağışıklık fonksiyonu, daha kolay kilo alma olasılığı gibi çeşitli kronik hastalıklar için uygun zemini hazırlar. Probiyotik gıdalar bağırsak sağlığı ve genel sağlık için gerekliyken, prebiyotikler probiyotikleri "beslemek" için hayati önem taşır. Onları birbirleriyle beraber tüketerek, daha iyi bir sonuç elde edebilirsiniz. Prebiyotikler Nelerdir? Tanımı gereği, prebiyotikler, sindirilmeyen bir lif bileşiğidir. Tıpkı diğer yüksek lifki gıdalar gibi prebiyotik bileşenleri; sarımsak, enginar, deniz yosunları ve soğan gibi gıda türleri de dahil olmak üzere, gastrointestinal sistemin üst kısmından geçer ve sindirilmemiş olarak kalır, çünkü insan vücudu onları tamamen parçalayamaz (Bu Probiyotklerin işi ve gıdasıdır!) İnce bağırsaktan geçtikten sonra kolona ulaşırlar, burada bağırsak mikroflorası tarafından fermente edilirler. Prebiyotikler en iyi "oligosakkaritler" olarak adlandırılan bir lif türü olarak bilinirler. Bağırsağımızın sağlığı, diğer birçok bedensel fonksiyonlarla yakından ilişkili olduğundan, prebiyotikler ve probiyotikler birlikte iltihapla mücadele ve hastalık riskini azaltmada önemlidir. Prebiyotiklerin yeterli tüketimi sağlık için:
  • Kardiyovasküler hastalıklar için daha düşük risk
  • Daha sağlıklı kolesterol seviyeleri
  • Daha iyi bağırsak sağlığı
  • Geliştirilmiş sindirim
  • Daha düşük stres tepkisi
  • Daha iyi hormonal denge
  • Daha yüksek bağışıklık fonksiyonu
  • Düşük obezite ve kilo alma riski
  • Daha düşük iltihaplanma ve otoimmün reaksiyonlar
Prebiotiklerin 7 Faydası 1. Daha İyi Bağırsak Sağlığı ve Geliştirilmiş Sindirim Prebiyotikler bağırsak mikrofloramızı kolonize eden yararlı bakterilerin (genellikle "probiyotikler" olarak adlandırılır) büyümesini teşvik eder. Probiyotiklerin gıdası olan prebiyotik bileşikler sindirim sistemini iyileştirmeye ve sindirim sisteminde yaşayan zararlı bakterileri ve toksinleri dengelemeye yardımcı olurlar.

2. Gelişmiş Bağışıklık Fonksiyonu

Çok sayıda çalışma, bazı prebiyotik içeren gıda ürünlerinin diyetsel tüketiminin bağışıklığın iyileşmesine yardımcı olan bağırsak mikrobiyotu bileşiminde istatistiksel olarak önemli değişiklikler yapabileceğini ortaya koymuştur. "Prebiyotik etki" kanser teşvik eden enzimlerin konsantrasyonunun azaltılması ve bağırsakta pasif (bakteriel) metabolitlerin azaltılması da dahil olmak üzere, biyolojik belirteçlerin modülasyonu ve bağışıklık sisteminin aktiviteleri ile ilişkilendirilmiştir. 3. Düşük İltihaplanma Prebiyotikler, ülkemizin bir numaralı katili olan kalp rahatsızlığı gibi hastalıkların temel nedenlerinden biri olan iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olurlar. Daha çok prebiyotik tüketen, daha sağlıklı kolesterol düzeylerine ve kardiyovasküler hastalıklar için daha düşük risk belirteçlerine sahip olma eğilimindedir. 4. Kalp Rahatsızlığı İçin Azaltılmış Risk Prebiyotiklerce yüksek gıdaları tüketmek, serbest radikalleri artıran, inflamasyonu tetikleyen ve insülin direncini düşüren glikasyonu azalmaya destek olur.

5.  Kilo Verme veya Kiloyu Koruma Yardımı

Hem insan hem de hayvan çalışmalarından elde edilen son veriler, belirli prebiyotik gıda ürünlerinin yararlı etkilerini, daha iyi enerji homaeostazı, tokluk regülasyonu ve düşük vücut ağırlığı kazanımı ile desteklemektedir. Aslında, her çeşit lifin daha yüksek alımı düşük vücut ağırlığına ve obeziteye karşı korunmaya bağlıdır. 6. Kemik Sağlığını Koruma The Journal of Nutrition'da yayınlanan 2007 tarihli bir araştırma, prebiyotiklerin magnezyum, muhtemelen demir ve kalsiyum dahil olmak üzere vücuttaki minerallerin emilimini artırdığını ortaya koymuştur. Bunların hepsi kemikleri güçlü tutmak ve kırıkları veya osteoporozu azaltmak için çok önemlidir. Bir çalışma, günde sadece sekiz gram prebiyotiğin kemik yoğunluğunda artışa neden olan vücuttaki kalsiyumun alımına büyük etkisi olduğu ortaya koymuştur. 7. Hormon Düzenleme ve Geliştirilmiş Ruh Hali "Bağırsak-beyin bağlantısı" ile ilgili araştırmalar hala henüz insanlar tarfından idrak edilememektedir ancak anksiyete veya depresyon gibi ruh hali ile ilgili rahatsızlıkların bağırsak sağlığına oldukça bağlı olduğu açıkça görülmektedir. Araştırma, ruh halinizin  ve hormonal dengenizin, vücudunuzun içinde yaşayan bakteriyel sakinlerin durumunu da içeren faktörlerin bir kombinasyonundan etkilendiğini öne sürmektedir. Bağırsak, yediğiniz gıdalardaki besin maddelerini emilimine ve metabolize etmenize yardımcı olur ve nihayetinde ruh halinizi kontrol altına alıp stres baskınına yardımcı olan hormonları (serotonin gibi) yaratan nörotransmitter işlevlerini desteklemek için kullanılır.   Daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam, sağlıklı bağırsak florasından geçer.   Sevgi ve Sağlık ile Kalın, Sencer Bulut International Sports Nutritionist