Erdoğan AB'ye rest çekti! İhtiyacımız yok

01 Ekim 2017 Pazar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26. Dönem 3. Yasama Yılı'nın Meclis'te yeni yasama döneminin açılışında konuşuyor... 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...

İŞLERİ DAHA ZOR

Kurtuluş Savaşı’nı sevk ve idare eden, 15 Temmuz’da çifte gazilik ünvanı alan Meclisimize yeni yasama yılında başarılar diliyorum. 15 Temmuz’da TBMM’nin ve Genelkurmay Başkanlığı binası çevresinde 34 vatandaşımız şehit olmuştur.

15 Temmuz gibi felaketler ülkelerin birliklerinin adeta test edildiği imtihanlardır. Biz devlet ve millet olarak bu imtihanı alnımızın akıyla verdik. Artık ihanet ortaklarının işi çok daha zordur.

15 Temmuz artık bizim tıpkı Malazgirt, İstanbul’un fethi, Çanakkale gibi hepimizin ortak bir değeridir. Bu değere saygı duyan herkes milletimizin gönlünde yücelir. Bu değeri önemsizleştirmeye çalışan herkes de milletimizden hake ettiği cevabı alır.

YENİ SİSTEM NETLEŞTİ

Yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkiler yeni sistem ile netleşti. Yasalar cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üzerinde olacaktır. Türkiye milli iradenin bu derece güçlendirildiği bir sisteme kavuşmuştur.

Meclisimiz ve hükümetimizin önünde çok önemli bir görev var. Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler için derhal çalışmalar başlamalı.

TEZKERE BİRLİĞİNİ TAKDİRLE KARŞILADIM

Dört bir yanımızın istikrarsızlıkla çevrili olduğu bir dönemde hem kendimizi korumamız hem de yatırımlarımız yapmamız önemli bir başarıdır.

Türkiye tek bir yatırımı ertelememiştir. Hükümet'ten beklentim kamu mali disiplininde taviz vermeden, vatandaşımızı günlük hayatını kolaylaştıracak tedbirler almasıdır.

Kafa karıştıracak gereksiz adımlardan kaçınılması büyük önem arz etmektedir. Tezkere konusunda, bir parti hariç, Meclis'teki birlik ve beraberliği takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Önümüzdeki günler de milli konularda bu dayanışmanın çok daha sık sergileneceğini ümit ediyorum.

OHAL'DEN ZARAR GÖREN OLMADI

Yargının terör örgütü olarak tanımladığı yapıları doğrudan ya da dolaylı desteklemeyi hiç kimseye yakıştıramam. OHAL uygulamasına yönelik bir takım nitelemeler var ki gerçekten kabul edilebilir değil.

Türkiye’nin olağanüstü tehditlerle karşı karşıya olduğunu kim inkar edebilir? Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirler gerektirir. Bugüne kadar terör örgütleri ve mensupları dışında OHAL’den zarar gören olmamıştır.

KARŞILIĞI YOK

Irak’taki mezhep gerilimi pek çok sorunun kaynağıdır. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Bu teşebbüs dahi başlı başına önemli bir sorundur. Buradaki asıl sıkıntı bu girişimin asıl kimin işine yarayacağıdır. Bir kaotik dönemde bölgesel bir yapının bağımsızlık iddiası başka güçlerin oyuncağı olmaktan başka bir anlam taşımayacaktır.Bir fitne kuyusunun kazılmasına biz göz yumamayız. Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine tahammül edemeyiz. Bunu hesabını da mutlaka sorarız.

Kuzey Irak yönetimi hüsrana uğramaya mahkumdur. Kişisel hırslar ve iktidar kaygılarıyla yapılan bu yanlıştan bir an önce dönüleceğini umuyoruz.

Konunun suhuletle çözümü en büyük arzumuzdur. Kuzey Irak yönetimi yaptığı yanlıştan dönme erdemi gösterirse Türkiye bu kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir.

İHTİYACIMIZ KALMADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği kurumlarının, fasıllardan serbest dolaşıma ve yardımlara kadar her konuda Türkiye’ye karşı sergilediği ikiyüzlü tutumun alenileştiğini, artık bu durumu örtecek mazeretin dahi bulunamadığını belirterek, “Türkiye’nin, 1959 yılında ilk başvuruyu yaptığı, 1963 yılında Ankara Anlaşmasını imzaladığı tarihten beri gösterdiği sabrı, Avrupa Birliği’nin yanlış anladığını görüyoruz. Buna rağmen, şunu açıkça ifade ediyorum. Bu süreci bitiren, havlu atan, vazgeçen taraf biz olmayacağız. Aslına bakarsanız, bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. Şayet bugün Avrupa Birliği bir atılım yapacaksa, bunun tek bir yolu vardır, o da Türkiye’yi üye yaparak, gerçek anlamda bir ekonomik ve kültürel genişleme hamlesini başlatmasıdır. Eğer Avrupa Birliği bunu yaparsa, biz buradayız, Avrupa’nın geleceğine katkı vermekten memnuniyet duyarız. Yapmazsa da bizim için hiç fark etmez; kendi yolumuzda ilerlemeyi sürdürürüz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı, Avrupa Birliği’nden kesin bir cevap alana kadar muhafaza edeceğiz” diye konuştu.

Şayet bugün AB bir atılım yapacaksa bunun tek bir yolu vardır. O da Türkiye’yi üye yaparak gerçek anlamda bir ekonomik ve kültürel genişleme hamlesi yapmasıdır. Avrupa’nın geleceğine katkı vermekten mutluluk duyarız. Yapmazsa da kendi yolumuzda ilerlemeye devam ederiz.