17 °c

Dikkat fena yozlaşıyoruz

22 Şubat 2017 Çarşamba
Dikkat fena yozlaşıyoruz
Dikkat fena yozlaşıyoruz

Toplumsal ahlak sorunu her geçen gün bizi daha çok çevreliyor. Taciz tecavüz olayları, çocuk istismarları gibi durumların çokluğu can sıkıcı bir hal almaya başladı.  Olaylar bireysel olsa da; tv internet ve sözün ona sanat adı altında bilinçaltımıza yerleşen şeyleri “özgürlük” kavramına sığınarak normalleştirmek en büyük hata.

İnsanoğlunun doyumsuz olduğuna tek örnek yeter. Cennet gibi sınırsız güzellikteki bir yerde bile yasak olan tek şeyi yapıp oradan kovulmak. Hal böyleyken bir de bulunduğumuz çağ bu doyumsuzluğu harikulade şekilde besliyor.

Ülkemizde bu çirkin olaylar Müslümanlığa bağlansa da aslında “gelişmiş/medeni” dediğimiz ülkelerde kat kat fazla olduğunu belirtmek gerek. İnternetin yaygınlaşmasıyla beraber ahlak sınırı olmayan video ve fotoğraflar en çok tıklanan öğeler oldu. Almanya’da son 10 yılda yaklaşık 70.000 kişi, Amerika’da 90.000 kişi tecavüze uğradı.

Açık saçık verilen pozların “cesur pozlar” olarak servis edilmesi gözümüzde git gide normalleşiyor farkında mısınız? Pornosuyla meşhur olan Kim Kardashian’ı şimdi tanımayanınız var mı? Hal böyleyken bundan ilham alan genç kızlar milyar dolarlık piyasayı yöneten porno sektörüne yöneliyorlar. Çünkü “şöhret” denilen şey insanoğlunun o doyumsuzluğunu bir miktar doyuruyor sanıyoruz. Halbuki doyumsuzlukta zirveye ulaştırıyor.

Bugün taciz, tecavüz, ensest ilişkilerin olduğu yüzlerce dizi film mevcut. Aşk-ı Memnu dizisini bilmeyeniniz var mı? Yengeyle yaşanan efsane(!) aşk. Dizi öyle efsane oldu ki, sosyal medyada hala filmden kesitler, diyaloglar paylaşan fanatikleri var.

Aile toplumun en önemli yapı taşıdır. Aileyi oluşturan evlilik kavramını ise ayaklar altına alan evlilik programları televizyonlarda cirit atıyor. Hem de ‘yuvayı yapan dişi kuş’un televizyonun başında oturduğu saatlerde, öğlen vakitleri. Bu örneklerden bizim yozlaşmamızın sebeplerini görmek hiç zor değil.

Televizyonlarda alkol sigara sansürlenirken ahlak kurallarına bir kısıtlama getirilemiyor. Getirilirse özgürlük borazanlarının kafamızı şişireceği ise garanti. Alkol sigara bırakılabilir fakat toplumsal yozlaşmayı geriye çevirmeniz çok uzun yıllar alır. Bu yozlaşmanın sonucunu da her gün haberlerde izliyoruz işte maalesef.

Bu programlar böylesine reytingler alırken, gazetelerde “ünlü sanatçıdan yürek hoplatan pozlar” manşetiyle çıkan fotoğraflar bilinçaltımıza işlenirken, “Rus kızı Türk erkeklerine bayılıyor” başlıklı haberlerle biraz daha sarışın bir kadın potansiyel gördürülmeye çalışılırken, böyle iğrenç haberleri ve sonuçlarını daha çok göreceğiz.

Bunlar engellenirse artık böyle olaylar olmayacak denemez. Ama minimize etmek ve algımızı iyileştirmek yine bizim görevimiz. Yoksa elbette her toplumda “BENİM BEDENİM BENİM KARARIM” diye ortalığa çıkanlar olacaktır.
Mevzu bizim bu hareketlere hangi gözle baktığımız..

Özgürlük mü? Yoksa, yozlaşmamızın beslenmesi mi?