Genç İktisatçılar Kulübü’nde son ekonomik krizi değerlendiren Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Betül Ayça, “Dövizdeki aşırı hareketlilik bir ekonomik krizin sonucu değil, tamamen siyasidir” değerlendirmesini yaptı.
Türk bankacılık sisteminin güçlü ve bu tür hareketlere karşı duyarlı, hazırlıklı olduğunu kaydeden Ayça, banka sermaye yeterlilik rasyolarının OECD ülkelerinin ortalamasının çok üstünde olduğuna dikkat çekti.
Ayça, güçlü ve geçmiş krizlerden ders almış bir bankacılık sistemine sahip olduğumuz için bugünkü yaşanan olaylardan kimsenin endişelenmemesi gerektiğinin altını çizdi.
ABD ZARARLI ÇIKACAK
Dr. Betül Ayça, ABD’nin aslında müttefik bir ülke olduğunu, yaşanan olayların başrolünde Başkan Donald Trump’ın yer aldığını kaydetti. Ayça şunları söyledi: “Trump, BM Genel Kurulu’nda Filistin-İsrail oylamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan organizasyonu sonucu aldığı yenilgiyi hazmedemediğini ortaya koyuyor. Trump, Erdoğan’a ve bu yüzden Türkiye’ye duyduğu kini kusuyor. Trump’ın bu kini bu şekilde kusması, ülkemize elbette zarar verir. Ancak, güçlü bir müttefikini kaybedeceği gibi Ortadoğu’da önemli bir ölçüde faydalandığı önemli bir jeopolitik avantajı kaybedecektir. Sonuçta zararlı çıkacaktır.”
Başladığımız yere dönüyoruz
Piyasadaki son gelişmeleri değerlendiren Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, “Merkez Bankası ve kurumların aldığı önlemlerle sistem çalışmaya başladı ve doğru fiyat ortaya çıktı. Başladığımız yerlere geri dönmeye başladık, bunun arkası da gelecektir diye düşünüyorum” dedi. Leblebici, Türkiye’nin son dalgalanmaların ardından bir ‘kural seti’ uygulayarak piyasa mekanizmasını çalışır hale getirdiğinin altını çizdi. Oluşan kur seviyesinin ekonomik sebeplerle açıklanmasının mümkün olmadığını söyleyen Leblebici, şöyle devam etti: “Evet bir takım yapısal sorunlarımız var ama kuvvetli olduğumuz yerler de var. Bunu kriz diye adlandıramayız. Temel göstergelerimizde problem yok.”
