17 °c

Aladağ kurbanlarının ailelerine saldırı!

Aladağ'daki yurt yangınına ilişkin dava bugün görüldü. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken, duruşma 17 Temmuz'a ertelendi. Dava bitiminde bir grup sanık yakını, kızlarını kaybeden ailelere saldırdı.

Güncel Haberi
Aladağ kurbanlarının ailelerine saldırı!
Aladağ kurbanlarının ailelerine saldırı!

Adana Aladağ'daki Süleymancılara ait bir öğrenci yurdunda 11'i çocuk 12 kişinin ölümüne neden olan yangına ilişkin yedi sanıklı dava bugün başladı. Sanıklar duruşmada itfaiyeyi suçlarken yangından pencereden atlayıp kaçan dört kız öğrenci yangın merdiveninin kilitli olduğunu anlattı. Ertelenen duruşma sonrası ise yumruklu kavga çıktı.    

Hürriyet'in haberine göre, dava Kozan Adliyesi’ndeki yer darlığı sebebiyle duruşma Kozan Ticaret Odası’nın konferans salonunda görüldü. CHP’li milletvekilleri Mustafa Balbay, Gaye Usluer, Elif Doğan Türkmen ve İbrahim Öziş, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, eski milletvekili ve Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Okur ve 15 civarında baro başkanı duruşmayı izledi.

Faciada kızını kaybeden yurt müdürü Cumali Genç, ifadesinde, binada yangın tüplerinin olduğunu öne sürerek, “Tüpler o gün bakıma alınmıştı. Yedeği bırakılmadıysa bu şirketin suçudur” dedi. İtfaiyenin kusurlu olduğunu savunan Genç, “İki itfaiyeci vardı. Çocuklar vatandaşların getirdiği merdivenle kurtarıldı. Battaniye açıp atlayan kızları tahliye ettik. Kızların bulunduğu üçüncü kata uzanan sepetli bir yangın merdiveni yoktu. İtfaiyecilerin ağır ihmali vardır” dedi. Genç yangın merdivenine açılan kapıların kollarının yerinde olduğunu iddia ederek, “Demek ki çocuklar oynarken düşürmüştür” şeklinde konuştu. Genç yangın eğitiminin okulda verilmesi gerektiğini ileri sürdü. Diğer altı sanık da itfaiyeyi suçladı. Bu arada, bir kısım sanığın avukatlığını eski HSYK üyesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Gökçen üstlendi.

İkinci oturumda faciadan yaralı kurtulan dört çocuğun ifadeleri alındı. F.Z.A. ifadesinde iki yıldır yurtta kaldığını anlatarak, “Olay günü üçüncü kattaydım. Akşam 19 sularıydı. ‘Koku geliyor, yangın var’ dediler. Yangın merdivenini zorladık, açılmadı. Kolu yoktu. Plastik kapılardı. İki yıldır yurtta kaldığımdan kapıların kapalı olduğunu biliyorum” şeklinde konuştu. F.Z.A, yeniden üçüncü kata çıkıp pencereden atladığını ve ayak bileklerinin kırıldığını söyledi. F.Z.A., “Yangın tüpleri vardı ancak biz nasıl açacağımızı bilmiyorduk” dedi. F.Z.A. gibi pencereden atlayarak kurtulan S.T., G.B. ve E.P. yangın merdiveni kapısını zorladıklarını ve açamadıkları için pencereye yöneldiklerini söyledi.   

'ŞİKAYETÇİ OLMAYALIM DİYE PARA TEKLİF ETTİLER'

Veliler ise Aladağ Milli Eğitim Müdürü ve okul müdürlerinin kendilerini yurda yönlendirdiğini kaydetti. İlçede devlete ait yurt yıkıldığı için çocuklarını bu yurda göndermeye mecbur kaldıklarını ifade etti. Kızı Neslihan’ı faciada kaybeden, bir kızı yaralı kurtulan Teslime Aydoğdu tarikat mensupları tarafından şikayetçi olmaları için kendilerine para teklif edildiğini söyledi. Aydoğdu şöyle devam etti:

“Benim kapıma geldiler, yalvarıp yakardılar, çocukları yurda aldılar. İki sene vermedik. Okul müdürü bize ‘O yurda verin’ demişti. Yurt bulamayınca mecbur kaldık. Benim çocuklarımı bile bile yaktılar. Yalan söylüyorlar. Din üzerinden çocuğumu yaktılar. Çocuğum zaten namaz kılıyordu. ‘Kapı kilitli değildi’ diyorlar. Değilse çocuğumu bulup çıkarsınlar. Bunlar köyümüze gelip para teklif ediyor, bizi tehdit ve rahatsız ediyorlar.  

Zehra Avcı'nın babası Mustafa Avcı da "Muhtar bana '20 bin - 30 bin al, davanı çek' dedi. Bana bunu teklif ettiler. Can güvenliğim yoktur. Korkuyorum" şeklinde konuştu.

 Mahkeme duruşma sonunda sanıkların tutukluluk halinin devamına ve aileleri tehdit edenler hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Duruşma 17 Temmuz'a bırakıldı.

'CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK'

Duruşma bitiminde bir grup sanık yakını, adliye önünde pankart açan aile yakınlarına saldırarak, yumruk attı. Bunun üzerine aileler basın açıklaması yaparak can güvenliklerinin olmadığını söyledi. Avukat Can Atalay da ailelerin zarar görmesi halinde Adana Emniyeti ve İçişleri Bakanlığının suçlu olacağını kaydetti.

Sıradaki Haber