Nüfusu yoğun bir şehirde günlük hayatımızın yarısını yolda geçirdiğimiz bir gerçek. Yol sıkıntımıza çok büyük kolaylık sağlayan metro hattına güzel bir uygulama geliyor. Vaktimizin çoğunu alan ve enerjimizin çoğunu harcadığımız bu serüvende artık daha az yorulacağız.
Artık kimse iş çıkışı bir alışveriş merkezine (AVM) ya da markete gidecek gücü bulamıyor kendinde. Varsa yoksa eve kavuşmak derdimiz. Ve yerin altında olup bitenler de bu ihtiyacı fark etmiş. Şu anda metro istasyonlarında kapalı ya da tadilatta olan pek çok mağazayı yaz aylarında bambaşka bir marka ya da konseptle yeniden aktif göreceğiz. Geçtiğimiz günlerde Metro İstanbul AŞ Ticaret Müdürlüğü’nden bir yetkiliyle sohbet ettim.
“Tabii ki asıl işimiz yolcu taşımak ama bir yandan da faaliyet dışı gelirleri artırmaya çalışıyoruz. Yolculardaki yeraltı algısını hafifletmek istiyoruz. Şu andaki pek çok mağazanın sözleşmesi bitmek üzere. Yaz başında ticari alanların kiralama işinde Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yeni bir modele geçeceğiz. Şu anda hiç görmediğiniz, farklı işkollarında ticari alanlar göreceksiniz” dedi.
2 milyon kişilik yaya trafiği çok cazip elbette. Öyle ki daha önce ATM ihalesi ile ilgilenmeyen bankalar bile orada olmak istiyorlarmış. Fakat yer altını planlarken herhangi bir AVM’de marka karması oluşturmak gibi rahat davranılamıyor. Sadece havalandırma sisteminin bile daha titiz şartları var. Öte yandan kapalı alanlarda pek çok acil durum senaryosu var. Yolcu trafiğini aksatmayacak, bir alarm durumunda sıkıntı oluşturmayacak bir mağaza konumlandırması da zaman alıyor. Bu arada ilginç bir bilgi de verelim, pek çok markanın yöneticisi, metro istasyonlarındaki mağaza cirolarının yer üstündekilerle yarıştığını söylüyor. Hanımlar kendinizi bir yoklayın, oje alışverişinizin yüzde kaçını metro yolunda yaptınız?
Ya da beylere soralım, o güzel kokulu poğaçalara ya da kahvelere “Hayır” diyemeyip kaç kez geri döndünüz? AVM’ler ya da cadde mağazaları müşteri trafiği yaratmaya çalışırken, metro istasyonlarındaki ticari alanlar zaten yaratılmış bir trafikten elbette pay almak isteyecek.
Umarım telaşlı büyük şehir insanının ihtiyaçları ve öncelikleri hesaba katılır da bu yeni düzenlemeden sadece işletmeler ve belediye değil müşteri de kazançlı çıkar.
Yeni bir model geliştiriliyor.
Toplam 133.5 kilometre uzunluğunda 11 kent içi raylı sistem hattından oluşan Metro İstanbul, ticari faaliyetler için de cazip bir alan oldu. Şimdi bu alanların işletmesi için yeni bir model geliştiriliyor.
Prof. Narlı: " Bu, işin sosyolojik yanı çok önemli.”
AYD (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) ve Akademetre Research Company işbirliği ile bu sene altıncısı gerçekleşen ‘Türkiye Alışveriş Merkezi Tüketici Algı Araştırması’nın sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, AVM’lerin toplumsal faydasını vurguladı, dedi ki: “AVM’ler konforlu, lüks ve modern alanlar sunması dolayısıyla kent kültürünün üretildiği ve yayıldığı alanları oluşturuyor.
Özetle AVM’ler farklı kesimleri buluşturan misyonu ile serbest zamanı değerlendirme, kültürel faaliyetlere katılma fırsatı sunarken, sosyal dışlanma riski olan dezavantajlı kesimlere, sosyalleşmek için bütçe ayıramayan dar gelirli gençlere ve emeklilere de keyifli vakit geçirebilecekleri ortamlar yaratıyor. Çoğu Anadolu şehrinde geleneksel çarşılar erkek ortamı olarak görülürken, çarşıya gidemeyen kadınlar, toplumsal kabul gören AVM’lere gerek yalnız gerekse aileleri ve arkadaşları ile rahatça gidebiliyor. Bu, işin sosyolojik yanı çok önemli.”
Diğer bulgulara da bir göz atarsak AVM ziyaretçilerinin yüzde 93’ü ayda en az 1 kez ev dışında yemek yiyor. AVM ziyaretçilerinin yüzde 88’i AVM içinde yemek yiyor. Online alışveriş davranışı, sosyoekonomik seviye yükseldikçe artıyor. AVM müşterilerinin yüzde 80’i ise bugüne kadar online alışveriş yapmadığını söylüyor.
Kaynak: Esen Evran/Habertürk
