LONDRA (AA) - Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin ve bölgenin 1916’daki Sykes-Picot Anlaşmasından sonraki en büyük türbülansı yaşadığını belirterek, "Bu türbülansın ülkemiz açısından en az hasarla atlatılması ve bölgemizde kalıcı bir istikrarın sağlanması temel önceliğimiz." dedi.
Işık, DEAŞ terör örgütüyle aktif mücadele eden 14 ülkenin katılımıyla düzenlenecek toplantıya katılmak üzere geldiği Londra’da Türk öğrencilerle bir araya geldi.
Yunus Emre Kültür merkezindeki toplantıda öğrencilere hitap eden Işık, "Şu anda gerek bölgemiz, gerek ülkemiz çok önemli bir dönemeçten geçiyor. Özellikle 1916 Sykes-Picot Anlaşmasından sonraki en büyük türbülansı yaşıyoruz. Bu türbülansın ülkemiz açısından en az hasarla atlatılması ve bölgemizde kalıcı bir istikrarın sağlanması temel önceliğimiz." diye konuştu.
Hükümet olarak bölgedeki gelişmelerin Türkiye için büyük bir sıkıntı oluşturmaması için büyük gayret sarfettiklerini anlatan Işık, "Bu arada, kendi içimizde yaşadığımız sıkıntılar da var. Ama bütün bunları yaparken biz özellikle kendi medeniyet değerlerimizin bize yüklediği sorumluluğun idrakinde hareket ediyoruz." ifadelerini kullandı.
-"10 bin mültecinin istikrarı bozduğu ülkeler var"
Avrupa’da birkaç yüz mülteci kabul etmeyle ilgili tartışmaların neredeyse hükümetleri düşürecek boyuta ulaştığına dikkat çeken Işık, "Bin mülteciyi, 2 bin mülteciyi alıp almamak için günlerce, aylarca tartışan ülkeler var. 5 bin, 10 bin mültecinin siyasi istikrarı bozduğu ülkeler var. Ama Allah'a hamdolsun Türkiye’de biz 2 milyon 750 bini Suriyeli, 300 bini Iraklı olmak üzere 3 milyonun üzerinde kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz. Onlara elbette kendi evlerinin sıcaklığını sunamıyoruz, sunmamız da mümkün değil ama en azından onların aç ve açıkta kalmaması, çoluk çocuklarının hastalığa karşı, açlığa karşı korunması için gerekli bütün imkanları sağlıyoruz." şeklinde konuştu.
Bunun Türkiye’ye kendi medeniyet değerlerinin yüklediği bir sorumluluk olduğunu belirten Işık, "Bunu bizim medeniyet değerlerimize sahip olmayan hiçbir ülkenin anlaması da mümkün değil. Ama biz bunu yaptıkça da gerçekten Allah yardım ediyor ve Türkiye bu kadar badireyi, aslında kolay kolay bir ülkenin atlatamayacağı büyüklükteki badireleri atlatmayı da başarıyor." görüşünü dile getirdi.
Gezi olayları, 17-25 Aralık girişimleri, Kobani bahanesiyle oluşturulmaya çalışan terör ortamı ve son olarak 15 Temmuz darbe girişiminin bir ülkenin kısa sürede üstesinden gelemeyeceği olaylar olduğunu anlatan Işık, "Allah’a hamdolsun Türkiye bu olayların hepsini başarıyla atlatmayı bildi. Bu olayların üstesinden gelmeyi başardı. Bundan eminim ki aldığımız duaların, böyle çok sıkıntılı durumdaki insanlara uzattığımız elin ve o elin sahiplerinin duasının büyük bir faydası var." ifadelerini kullandı.
- DEAŞ’la mücadele
Bölgede 2003’te Irak’ın işgaliyle başlayan süreçte mezhepçi politikalarla bir bataklığın oluştuğunu anlatan Işık, bunun "dünyanın bugüne kadar gördüğü en azılı terör örgütlerinden biri" diye nitelendirdiği DEAŞ’u ürettiğini söyledi.
Batılı muhataplarıyla görüşmelerinde kendilerine "Biz DEAŞ’a sizden daha fazla karşıyız." dediğini aktaran Işık, şunları kaydetti:
"DEAŞ, Müslümanların en büyük düşmanıdır. Çünkü İslam bir barış dinidir. Bu dine ve İslam anlayışına, imajına en büyük darbediye de bugüne kadar DEAŞ vurdu. Dolayısıyla DEAŞ ile mücadele, Batılılar kadar Müslümanların da görevi. Bunu zannediyorum Londra’da en yoğun sizler yaşıyorsunuz. Daha önce çok daha hoşgörüyle karşılanan bir takım ritüeller, şimdi maalesef ciddi bir hoşgörüsüzlükle karşı karşıya kalma durumunda oluyor. Bu açıdan, bu DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Bölgeden DEAŞ’ın tamamen sökülüp atılmasıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor."
- Halep
Bölgenin bir türbülans içinde olduğunu belirten Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hele hele Halep’te son dönemde yaşanan olaylar, insanlık namına hepimizin yüreğini kanatıyor. Bu insanlık suçunun bir an önce son bulması için Türkiye elinden geleni yapıyor. Bir an önce Halep’teki bu zulmün sona erdirilmesi için gerçekten Türkiye olarak büyük gayret gösteriyoruz. Bir ateşkeste sağlandı şu anda. Ümit ederiz ki bu ateşkes, kalıcı bir barışa dönüşsün. Bu noktada Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Ancak bölgemizdeki bu bataklık kurutulmadan da kalıcı bir barışın sağlanması çok mümkün gözükmüyor. Bu noktada hem DEAŞ ile yoğun bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor, hem de bölgede bu bataklıktan faydalanarak kendine teritoryal alan kazanmaya çalışan diğer terör örgütleriyle de mücadele etmemiz gerekiyor."
- PKK’yla mücadele
Türkiye’nin aynı andan birden çok terör örgütüyle kararlı bir mücadele verdiğini anlatan Bakan Işık, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak PKK terör örgütüyle 35 yılı aşkın süredir mücadele ediyoruz. Son dönemde terör örgütüne belini kıran darbeyi vurduk. Bundan dolayı da bir terör örgütünün en son girişeceği intihar saldırlarılarına yöneldiler. Ama Allah’ın izniyle, milletimizin sabrı ve kararlılığı bu eylemleri de boşa çıkaracak. Şehitler veriyoruz Allah hepsine rahmet eylesin, yaralılarımız var ama bütün bu terör örgütlerinin Türkiyeye karşı ortak saldırısı karşısında da milletimizin çok büyük bir kararlılığı var. Biz de hükümet olarak bu kararlılığın terör örgütünün tamamen tasfiye edilmesine kadar sürdürülecek mücadele için çalışmamızı sürdürüyoruz. Bu işin de Allah’ın izniyle Türkiye üstesinden gelecek. Terör örgütü mutlaka Türkiye’de eylem yapamayacak duruma getirilecek."
"İşimizin kolay olmadığını biliyoruz." ifadesini kullanan Işık, "Terör örgütü ve onun arkasındaki destekçilerinin kimler olduğunu ve bu noktada hangi kaynaklardan beslendiklerini biliyoruz. Ama sabırla bu mücadeleyi yürütüyoruz. İnşallah bu mücadeleyi Türkiye olarak kazanacağız, hiç tereddütümüz yok." diye konuştu.
- "Milletin duygu birlikteliği güçlü"
Türkiye’nin 24 Temmuz’dan bu güne yapılan mücadelede terör örgütüne çok ağır bir darbe indirdiğini belirten Işık, "Terörist kadrosunun çok büyük bir kısmı etkisiz hale getirildi. Bundan sonra da bu mücadele sürecek. Bunu yaparken de en fazla dikkat ettiğimiz nokta Kürt kardeşlerimiz ile terör örgütü arasında kalın bir duvar örmek. Kürtler bizim kardeşimizdir, bin yıldır Türkiye’de, vatanımızda birlikte yaşıyoruz, sevincimiz aynı, kederimiz aynı, coşkumuz ayın, hüznümüz aynı." şeklinde konuştu.
Türkiye’yi istikrarsızlaştırma projesi içindeki bütün gayretlere rağmen milletin duygu birlikteliğinin çok güçlü olarak devam ettiğini vurgulayan Işık, bunun en güzel örneğinin 15 Temmuz gecesi görüldüğünü kaydetti.
"O gün bize pek çok açıdan milletimiz çok önemli mesajlar verdi.” ifadesini kullanan Işık, "Nasıl Türkiye’nin her vilayetinde Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine bayrağını eline alıp sokağa çıktıysa insanlar, Siirt’te de, Bitlis’te de, Van’da da, Diyarbakır’da da, bütün Güneydoğu illerimizde de insanlarımız bayrağını aldı ve sokağa çıktı. Bu bizim ne kadar güçlü bir duygu birlikteliği içinde olduğumuzu gösteriyor." görüşünü dile getirdi.
Terör örgütüyle mücadele edilirken, bölgenin bu mücadeleden olumsuz etkilenmemesi için de her türlü gayretin gösterildiğini anlatan Işık, şunları söyledi:
"Bu duygu birlikteliğini, milletin parçası olma, aynı milletin evladı olma şuurunu güçlendirmeye özellikle büyük gayret gösteriyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin kurucu unsuru sadece Türk değildir, aynı zamanda Kürt'tür ve diğer etnik kökendeki insanlarımızdır. Zaten millet kavramını bir etnik kavram olarak anlamıyoruz. Bunu söylemek kolay ama hayatta tatbik etmek konusunda da çok güzel şeyler yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Çanakkale’de, Sarıkamış’tan nasıl dedelerimiz şehit olarak kucak kucağa yatıyorsa, yarın da biz birlikte, elele, kolkola yolumuza devam edeceğiz. Bunun için terör örgütü ile bölge halkı arasında çok ciddi bir ayrım yapıyoruz, bunun çok büyük karşılığını da görüyoruz."
Bakan Işık, Londra temasları kapsamında yarın DEAŞ ile mücadeleye yönelik toplantıya katılmanın yanı sıra İngiltere Savunma Bakanı Michael Fallon ve ABD Savunma Bakanı Ashton Carter ile de bir araya gelecek.
