Afrin’de terör örgütü üyelerinin kaldığı evler, esirleri tuttukları hapishaneler ve işkence odaları birer birer gün yüzüne çıkıyor.
Milliyet'in haberine göre, Afrin’in merkezinde, terör örgütü PYD/PKK’nın örgüt karşıtı gruplara mensup kişileri esir tuttuğu hapishaneye ilk kez girildi. Kale gibi korunan hapishane, metrelerce yükseklikteki taş duvarlarla çevreleniyor, devasa bir demir kapıyla korunuyor. Kapının ardındaysa örgütün kirli yüzü bizi bekliyor.
Afrin’de nereye adım atsanız, örgütün muhaliflere karşı acımasız tutumuyla karşılaşıyorsunuz. İşte bu hapishane, terör örgütü kendisinden olmayanlara yönelik tavrına ışık tutuyor. Öyle ki Afrin’i altı yıl boyunca işgal altında tutan PYD/PKK, bu süre içinde kurduğu mahkemelerde pek çok kişiyi kendi usullerine göre cezalandırdı, esir aldı, yaşamlarına son verdi. Son iki yıldır da hapishanelerinde çoğunlukla ÖSO mensuplarını mahkum etti.
KIZILHAÇ YARDIMLARI
Hapishane, Afrin kurtarılmadan önce terör örgütü tarafından boşaltıldı. Burada alıkonulan esirler teröristler tarafından, TSK’nın şehre gireceğinin kesinleşmesi üzerine kaçırıldı. Hücre cezasına çarptırdığı birçok kişiyi kendi saflarında savaşmaları için serbest bıraktı. Hapishaneye girdiğimizde gözümüze ilk çarpan Kızılhaç ve Suriye Kızılayı’na ait çok sayıdaki yardım kolisi. Bu yardım kolileri teröristler tarafından kullanılmış. Karanlık, soğuk ve dar koridorlarda ilerliyoruz, koridorlar koğuşlara ve hücrelere açılıyor. Dayanılamayacak türden bir koku var içeride. Lağım kokusunu andıran bu koku hücrelerin olduğu bölümlerde daha yoğun hissediliyor. Duvarlarda siyah boyalarla yazılmış yazılar ve çizilmiş resimler var. Ayrıca, hapishanenin birçok yerinde terör örgütünün ve PKK’nın propagandasının olduğunu görüyoruz. Örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın posterleri ve örgütün ideolojisini anlatan yazılar var her yerde. Koğuşlardaki bütün ranzaların başında da Öcalan’ın tek tip fotoğrafı bulunuyor.
MAHKÛMLARIN DEFTERLERİ
Oldukça olumsuz şartlardaki bu hapishanede hem erkek hem de kadın mahkumlar tutulmuş. Kadınların tutulduğu hücrelerde, kadınların iç çamaşırlarından ayakkabılarına kadar birçok şey göze çarpıyor. Kadınların ve erkeklerin karşılıklı hücrelerde tutulduğu da anlaşılıyor.
Başka bir çarpıcı detaysa, mahkumların defterlerine çizdikleri resimler... Esaretten kurtulacakları, özgürlüğe kavuşacakları günün hayalini kuran esirler, defterlerine özgürlüğün simgesi kuş, gökyüzü çizmişler.
