17 °c

TİKA Başkanı Çam, Viyana'da

VİYANA (AA) - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serdar Çam, Avusturya Meclisinin, Türkiye’ye askeri teçhizat ihracatını yasaklamaya yönelik kararına tepki göstererek, “Küçük bir takım devletlerin ambargo kararlarıyla, parlamento kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti dayak yiyecek bir devlet değildir." dedi.Çam, Avusturya'nın başkenti Viyana'da Türk...

Güncel Haberi
TİKA Başkanı Çam, Viyana'da
TİKA Başkanı Çam, Viyana'da

VİYANA (AA) - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serdar Çam, Avusturya Meclisinin, Türkiye’ye askeri teçhizat ihracatını yasaklamaya yönelik kararına tepki göstererek, “Küçük bir takım devletlerin ambargo kararlarıyla, parlamento kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti dayak yiyecek bir devlet değildir." dedi.

Çam, Avusturya'nın başkenti Viyana'da Türk sivil toplum kuruluşuları temsilcileriyle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada Çam, TİKA’nın yılda bin 500'ün üzerinde proje üreten bir kuruluş olduğunu dile getirdi.

TİKA’nın tarihi gelişimine değinen Çam, 2002’ye kadar 12 ülkede ofisi bulunan kurumun, şu an 54 ülkede 56 ofis ile hizmet verdiğini, yeni açılacak olanlarla bu sayının 60’a yükseleceğini belirterek, kurumun 150’ye yakın ülkede projeler geliştiren ve kalkınma yatırımları noktasında dünyada önemli bir noktaya gelmiş, gelişmiş ülkelerin dahi tecrübelerinden istifade edeceği bir konuma ulaştığının altını çizdi.

Çam, siyasi istikrarın, ekonomik koşulların iyileşmesi ve devlet imkanlarının çok ciddi bir orana ulaşmasının Türkiye’nin birçok alanda etkin olmasında önemli rol oynadığını ifade etti.

- Türkiye cömertlikte birinci

Türk halkının vakfetme kültürünün belirleyici olduğunu kaydeden Çam, “Bugün Türkiye dünyanın en cömert ülkesi ilan edildi. Milli gelire bakıldığında dünyanın en büyük 18'inci ekonomisi ama cömertlik konusunda birinci ülke olmuştur.” dedi.

Türkiye’nin Ahmet Yesevi’nin düsturu ile hareket ettiğini ve “Dünyada nerede dertli var ise, ona merhem olmaya” çalıştığına işaret eden Çam, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine çizdiği misyon doğrultusunda hareket ettiklerini söyledi.

TİKA’nın, elindekini paylaşmasını bilen bir milletin yansıması olduğunu vurgulayan Çam, “Olmadığı zaman bile vermesini bilen bir ecdadın torunları olarak bunları yapıyor Türkiye. İnşallah imkanları genişlediği takdirde, çok daha farklı olanakları dünyada seferber edecektir.” diye konuştu.

Çam, TİKA’nın gelişmekte olan ülkeler ile de iş birliği içerisinde olduğunu, ortak paydaş çalışmalar ile üçüncü ülkelere yönelik projeler yaptıklarını, Azerbaycanlı hekimler ile Türk hekimlerinin bir araya gelerek Kenya’da sağlık çalışmaları yürüttüğünü kaydetti.

Sivil toplum örgütleri ile ortak projeler geliştirdiklerine değinen Çam , STK’lar desteklenerek karşılıklı yada üçüncü ülkelerde çalışmalar yürüttüklerinin altını çizdi.

Gelişmiş ülkelerde yürüttükleri projelerin başında restorasyonların geldiğini dile getiren Çam, tarihi-kültürel varlıkların korunması noktasında bu ülkeler ile ortak projeler yürüttüklerini ifade etti. Çam, Balkanlarda ve Doğu Avrupa’da onlarca eserin restorasyonunu yaptıklarını, somut eserlerin haricinde, soyut kültürel eserlerin de korunmasına önem verdiklerini kaydetti.

Çam, Afrika’nın en modern hastanelerini Türkiye’nin yaptığını, ”2011 yılında Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının dünyada rekor seviyesinde bir bağış kampanyası yürüterek, 300 milyon dolar üzerinde bir bütçe ile Somali’ye yardım” yaptıklarını anlattı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) saldırılarından sonra TİKA’nın direkt yada dolaylı olarak eğitim kurumlarına daha fazla destek vermeye çalıştığına işaret eden Çam, yeni kurulan Maarif Vakfı'nın katkıları ile eğitim alanında daha etkin olunacağını dile getirdi.

Çam, projelerinde yerli sermayeye öncelik verdiklerini ve böylece Türkiye’nin ihracatına katkı sağlayarak, farklı ülkelerde tanıtımına hizmet etmeye çalıştıklarını belirtti.

- "Devlet kendini korumak zorunda"

Çam, “TİKA içerisinde FETÖ yapılanması temizlendi mi?” sorusuna, TİKA mensuplarının devletin çıkarlarını koruyan kimselerden oluştuğunu ve kuruma sızan FETÖ mensuplarını ise 17-25 Aralık süreci sonrasında tasfiye ettiklerini söyledi.

FETÖ’nün çok sinsi bir örgüt olduğunu kaydeden Çam, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaklaşık 30-35 personelin işine son verdiklerini aktardı.

Osmanlı’dan bu yana devlet içine sızmış örgütlerin adım adım temizlendiğini ifade eden Çam, “Neşterle temizlik yapılıyor. Bu cızırtılar da onun sonucudur. Onun için moralinizi bozmayın. Yok medyaya baskı, gazeteci tutuklaması. Böyle bir şey yok. Türkiye’de 40 bine yakın gazeteci var. Bunların birkaç yüz tanesi teröre bulaşmış, ihanet içinde, devletin çıkarı dışında saldırıda bulunuyorsa, PKK ve FETÖ baskısıyla bizzat saldırının parçası ise bu devlet kendini korumak zorundadır.” diye konuştu.

- "Türkiye Cumhuriyeti dayak yiyecek bir devlet değildir"

Çam, Avusturya Meclisinin, Türkiye’ye askeri teçhizat ve malzeme ihracatının engellenmesini talep eden önergeyi kabul etmesine de tepki gösterdi. Türkiye’nin hafife alınacak bir ülke olmadığını belirten Çam, “Küçük bir takım devletlerin ambargo kararlarıyla, parlamento kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti dayak yiyecek bir devlet değildir.” ifadesini kullandı.

Avrupa'da Türkiye karşıtı kararların kimseye faydası olmadığına vurgu yapan Çam, sorunların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sıradaki Haber