17 °c

Şimdi Temizlik Zamanı!

21 Ekim 2016 Cuma

Detoks!

O meşhur kelime. Hepiniz duymuşsunuzdur bu büyülü ve etkileyici kelimeyi.  Belki birçoğunuz bunun ile ilgili bir şeyler yapmış veya ara ara yapmaktadır.

Vücudunuz her gün siz fark etmeseniz de gerek soluduğunuz havadan, temizlik malzemelerinden ve ne yazık ki gıda katkı maddelerinden dolayı toksinlere maruz kalmakta. Bu toksinler vücudunuzun istenmeyen ve hiç dost canlısı olmayan ziyaretçileridir. Hava kirliliği, kimyasal katkı maddeleri ve evinizde kullandığınız sözüm ona temizlik maddeleri bunların en başında gelmektedir. Vücudunuz bunlardan her ne kadar kurtulmak istese de bu kolay değildir.

Toksinler vücudumuzun iç sisteminin doğru çalışmasını bozabilirler. Her ne kadar doğru beslendiğinizi düşünseniz de (ki ben hiç sanmıyorum) diğer etkenler de vücudunuzu yeteri kadar kirletebilir.

Detoks sanılanın aksine sadece bir beslenme programı değildir. Bir yaşam tarzı olup siz bu kavramı ne kadar hayatınızın bir parçası haline getirebildiğiniz ölçüde, yaşam kalitenizi arttırmış olursunuz  (yaşam devam ettiği müddetçe fizyolojik süreçlerin bünyede toksin üretmesi kaçınılmaz olup bunların elimine edilmesi ve bunlardan arınma adeta hiç durmaz!) Elbette ki detoksu doğru şekilde anlayabilmek için, önce hangi besinlerin ve hangi yaşam tarzının modern dünyada giderek daha fazla maruz kaldığımız toksik etkileri azalttığını bilmek gerekir.

İkinci aşamada ise hedef; vücutta inflamasyon (yangı-mikropsuz iltihap) yapan maddelerin üretimini azaltan besinlerin daha çok tüketilmesi ve inflamasyona yol açan maddelerin azaltılması olmalıdır. Yeteri kadar su içmemek, alkol ve sigara tüketimi, şekerli gıdaların fazla tüketilmesi, lifli besinlerin beslenmemizde yeterince yer almaması, kızartmalar, spor ve hareketten uzak bir yaşam bu noktada bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olarak hastalıkların oluşmasına da davetiye çıkarır.

Bel ve vücut içi yağ oranı yüksek olanlar
Karın bölgesinde şişkinlik hissedenler
Hazımsızlık şikâyeti olanlar, sindirimde güçlük yaşayanlar
Cildinde akne, yağlanma ve siyah nokta problemi olanlar
İyi bir uykudan sonra bile halsiz ve yorgun, dinlenmemiş gibi hissedenler
Kilo vermekte güçlük çekenler
Bel ağrıları olanlar
Bağışıklık sistemi zayıf olanlar
Solgun ve sararmış bir cildi olanlar
İçin artık harekete geçme zamanı gelmiştir.

Peki ne yapmalı?

1-      Sigara ve alkolden uzak durmalı!

2-      Her gün en az bir saat spor yapmalı!

3-      Yeterli miktarda su içilmeli ve su dışındaki hiçbir akışkanı bu dönemde tüketmemeli.

4-      Her gün sebze tüketmeli ve bu sebzelerin içine mutlaka deniz yosunlarını eklemeli.

5-      Sağlıklı bir bağırsak florası ve buna bağlı olarak bağışıklık sisteminin güçlenmesi için probiyotik ve prebiyotik alımına özen gösterilmeli.

6-      Omega-3 alımı için deniz sebzeleri düşünülmeli

7-      Sürekli bir şey atıştırmayıp vücudunuzun insülin seviyesini belirli bir oranda düşürmeli!

8-      Düşük karbonhidrat alımına özen gösterilmeli

Kahverengi Deniz Yosunu (Ascophyllum Nodosum) ve Detoks

Kahverengi deniz yosunu proteinler, peptitler, amino asitler, yağ asitleri, polisakkaritler, vitaminler mineraller ve antioksidanlar içerir ve vücudunuzun detoksu için size destek sağlar.

Deniz yosunlarının gösterdiği antienflamatuar özellikler, genel inflamasyon ve birçok kronik hastalıkta belirgin olduğu için kolayca fark edilebilir.

Kahverengi deniz yosununun barsak florasını dengelemesi, ağır metallerin ve radyasyonun vücuttan atılmasını kolaylaştırması, lenf sistemi ve böbreklerin optimal çalışması ve alkali – asit dengesini düzenlenmesine yardımcı oluşu son zamanlarda ideal bir detoks vasıtası olarak yaygınlaşmasına neden olmuştur.

 

Sevgi ve Sağlık ile Kalın,

 

Sencer Bulut

International Sport Nutritionist & Health Coach

Certified Banting Coach – The Noakes Foundation

 

Doç.Dr. Gökhan Özışık

Endocrinology & Metabolism