17 °c

Dedeme 'bu çocuk okumaz' dediler!

Başbakan Binali Yıldırım, karne gününde öğrencilere kendi öğrencilik anılarını anlattı. Ankara Cebeci Ortaokulundaki yıl sonu karne dağıtım törenine katılan Yıldırım, "Dedeme 'bu çocuk okumaz' dediler" dedi.

Politika Haberi
Dedeme bu çocuk okumaz dediler!
Dedeme 'bu çocuk okumaz' dediler!

Milyonlarca öğrencinin karne heyecanı yaşarken Başbakan Binali Yıldırım da bu heyecana ortak oldu. 

Yıldırım, Ankara Cebeci Ortaokulu'ndaki 2016-2017 eğitim-öğretim yılı dönem sonu karne dağıtım törenine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Ankara Valisi Ercan Topaca ile birlikte katıldı. Yıldırım'ı Cebeci Ortaokulu bahçesinde çiçeklerle karşılayan öğrenciler, kısa bir folklor gösterisi de sundu. 

Yıldırım öğrencilere hitaben şunları söyledi: "Bizim zamanımızda okula bırakın vali, bakan, başbakan sadece ara sıra müfettiş gelirdi. Siz şimdi çok şanslısınız. Bakanlarımız, başbakanlarımız, müsteşarımız, valilerimiz, belediye başkanlarımız geliyor, okullarda sizi ziyaret ediyor, sizlerle tanışma, sohbet etme fırsatı buluyor. Ne kadar güzel bir şey."  

'GELECEK SİZE EMANET'

Kendisinden önce konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Ankara Valisi Ercan Topaca'nın eğitime ilişkin birçok rakam verdiğini hatırlatan Yıldırım,  "Bunlar bir şeyi ifade ediyor, Türkiye büyüyor, gelişiyor. Büyüyen, gelişen Türkiye'nin geleceği de sizsiniz, öğrencilerimizsiniz, gençlerimizsiniz. Size çok ama çok güveniyoruz. Çünkü Türkiye'nin geleceğini size emanet edeceğiz" diye konuştu.

Bir eğitim-öğretim yılının daha geride kaldığını belirten Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Karne alıyorsunuz, karne almakla beraber tatili de hak ettiniz. Şimdi yalnız bir şey görüyorum; biz karne alıncaya kadar karnemiz elimizde olmazdı, şimdi herkesin elinde karne var, heyecan azalıyor. Her ne kadar ne alacağımızı tahmin etsek de yine de karne alırken heyecan doruğa çıkıyor. O karneyi öğretmenlerimizin elinden aldıktan sonra ya çok fazla seviniyorduk ya da az seviniyorduk. Onun için siz artık önümüzdeki günlerde dinlenmeyi, gezmeyi tozmayı fazlasıyla hak ediyorsunuz. Çünkü bir öğretim yılı boyunca çalıştınız, ödevlerinizi yaptınız, okulunuza düzenli geldiniz, şimdi artık tatil zamanı."

‘HAVUZ PROBLEMİ, SORU BANA BAKIYOR, BEN SORUYA BAKIYORUM'

Türkiye'nin imkanlarının eskiye göre daha fazla olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, kendi hayatından örnekler verip şunları kaydetti:

"O zaman internet, bilgisayar yoktu, ben ilkokulda okurken elektrik de yoktu. Fiske derdik veya idare lambasıyla yer sofrasının üzerinde, o azıcık ışık, beri tarafı karanlık, okuyup ödev gayret ederdim. Kitap da yok, ders malzemesi hiç yok. Babam rahmetli Erzincan'a gitmişti, oradan lisede okuyanların kitaplarından bir tanesini almış gelmiş, bana soru soruyordu. Havuz problemi, şu kadar musluktan bu kadar su akıyor, şu kadar delikten de şu kadar su çıkıyor, iki saat sonra havuzda ne kadar su kalır? İlkokul üçüncü sınıf öğrencisiyim. Soru bana bakıyor, ben soruya bakıyorum.

Daha yeni yeni okumasını öğreniyorum. Yapamadım diye babam da kızdı, attı beni sokağa. 'Karın, kışın ortasında bu kadar emek veriyorum, yazıklar olsun hala bunu yapamadın.' diye. Zavallı anam tabii ana yüreği, dışarıda kar yapıyor, babam yatınca hemen geldi, aldı beni içeri. Şimdi niçin bunu anlattım, hepimizin, her ananın, her babanın en önemli hedefi, çocuklarının kendilerinden daha iyi yetişmesi, kendilerinin elde edemediği fırsatları yemezler içmezler, yavruları için harcarlar, hasrederler. Çünkü onları geleceğe hazırlamak, onlar için parlak bir gelecek hazırlamak en önemli hedefleridir."

Yaz tatilinin öğrencilere hayırlı olmasını da dileyen Yıldırım, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:

"Yeni senede başarılarınızın artarak devamını diliyorum. Köylerimizde, beldelerimizde, ilçelerimizde yurdun her köşesinde sizin gibi bu heyecanı yaşayan bütün yavrularımızı da buradan selamlıyoruz. Gözlerinden öpüyoruz. Anne-babalara selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Karnesi zayıf geldi diye üzülmeyin. Daha önünde yeni bir sene var. Zayıf olur, düzeltir. Benim de ortaokulda ilk karnemde 11 tane ders vardı, 9 tanesi zayıftı. Bir tek beden eğitimi ve müzik iyi, diğerleri zayıf.

'ÇOBANLIK YAPTIRACAKLARDI'

Rahmetli dedeme, 'Bu çocuk okumaz, gönderelim köye gitsin, çobanlık yapsın' dediler. Ben de dedeme, 'Bana bir şans ver' dedim. O da sağolsun verdi ve ikinci dönemde hiç zayıfım kalmadı. Azmedince olur. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz."

Başbakan Yıldırım, öğretmen olma planlarının nasıl değiştiğini de anlattı: “Biz, ilkokula başladığımızda öğretmenimize hayran olurduk ve öğretmen olmayı isterdik. Ben hep istemişimdir, ama nasip olmadı. Onun hikayesini de anlatayım mı size? Niye olmadım? Ortaokulda okuyordum, son sınıfta yatılı öğretmen okulu imtihanına gittim. İmtihan gününe birkaç gün var. Sınav mı diyorsunuz imtihan mı? Sınav da güzel. Çok fazla yabancı kelimelere alışmayın. Elimde sınav kağıdı yok, dediler ki ‘Senin kağıdın, müdür beyde’. Müdür beye çekinerek gittim, el bağladım. ‘Ben sınav kağıdımı istiyorum’ dedim. Müdür bey de benim coğrafya hocam. ‘Sen öğretmen mi olacaksın?’ dedi. Kağıdı gözümün önünde yırttı attı, benim dünyam yıkıldı. "Git" dedi, "Benim halimi görmüyor musun?" dedi ve kovdu beni.

Ortaokuldaki müdürüm benim bütün gelecek planımı değiştirdi. Sizler, çocuklarımızın idealleri, hayalleri, değerlerisiniz. Bu ağır sorumluluğun hakkıyla üstesinden geleceksiniz. Bu yolda harcadığınız emek için ayrıca, milletim adına ülkem adına sizlere teşekkür ediyorum.

Öğretmen değilim ama öğretmenliğin zorluklarını biliyorum. Çünkü eşim öğretmendi. O sürekli çizgiler yaparak bir plan defteri vardı onun. "Hayallerini anlatıyor Başbakan" diyebilirsiniz. Bazen çok yorulurdu gece yarılarında bana söylerdi ben de destek verirdim, oradan biliyorum. Öğretmenlik sadece sınıfa gelip ders vermekle bitmiyor. Siz tatile çıkıyorsunuz, öğretmen çalışmaya devam ediyor. ‘Senenin yarısı çalışıyorlar, yarısı tatil yapıyorlar’ öyle bir şey yok.

BOŞ DERS ANISINI DA PAYLAŞTI

Yıldırım, öğrencilerle eşi dolayısıyla yaşadığı ‘boş ders’ anısı da paylaştı: "Bir gün ilkokulda hanım hastalandı derse giremedi. Ben de İTÜ'de öğrenciyim. Bana dedi ki, ‘Sınıf boş kalmasın’. Gittim okula, içeri girdim, bir gürültü, göz gözü görmüyor. Benim geldiğimi hiç fark etmediler. Baktım olacak yok, tahtaya yumruğumla bir vurdum, herkes toparlandı baktılar, sonra tekrar devam etmeye başladılar. "Ben nereden geldim" diye düşünmeye başladım. Sinirlendim, bir tane yavrumuzu tuttum havaya kaldırdım, herkes mum gibi durdu ve yerine oturdu.

Hanım sordu nasıl? "Gayet güzel mum gibi oldular" dedim. Müdür bey sonra, ‘Dersler boş geçsin de beyini gönderme’ demiş.”

Başbakan son olarak öğrencilere tatil tavsiyeleri de verdi: "Tatilde ailelerinizi, büyüklerinizi ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Boş vakitlerinizde kitap okumayı, etkinliklere katılmayı, arkadaşlarınızla buluşmayı ve onlarla hoşça vakit geçirmeyi ihmal etmeyin. Hepinize huzurlu bir yaz tatili diliyorum. Allah hepinize zihin açıklığı versin, yolunuzu açık etsin. Ramazanımız mübarek olsun. Ramazan Bayramı'mız ülkemize, milletimize, İslam alemine mübarek olsun."

Sıradaki Haber