17 °c

1 Nisan şakası!

02 Nisan 2017 Pazar

Malum dün 1 Nisandı. Dünya şaka günü. 

'Dünya bu aralar zaten şaka gibi' tarzı baymış tespitlere girmek yerine size bir konudan bahsedeyim.

Dün arkadaşım bir görsel yolladı. Sosyal medyada görmüş. Görselde saliseler önce fırlatılmış bir füze ve üstünde şu yazı vardı.
"Kuzey Kore'nin fırlatmış olduğu nükleer füzede teknik bir sorun yaşanıyor. Ülkemize düşme ihtimali üzerinde duruluyor. Kremlin ve Genelkurmay kırmızı alarm verdi. Rusya'nın S500 leri devreye soktuğu bildiriliyor."

Bu arada S500 Rusya'nın kendi üretimi olan füze koruma kalkanlarına verdiği isim.

Elbette 1 Nisan şakasıydı, inanmadık. Ama bu şakadaki en acı şey; böyle bir zamanda hesap sahibinin takipçilerine böyle gereksiz bir şaka yapılmış olması değil.

İnandırıcı olması için haber dili kullanılmıştı. İnandırıcı olması için Rusya'nın bizi koruyacağı bilgisi yer alıyordu. Çünkü bizim kendi füze koruma kalkanımız yok malum.
Bu konuda NATO'ya muhtacız. Muhtaç etmişler zamanında sağolsunlar..

Eh.. NATO ile işler pek iyi gitmediğine göre kim kaldı? Rusya.

O an, dışarıdan bize atılacak bir füzeye karşı kendi koruma kalkanımızın olamaması gerçeği bana aşırı battı.

Savunma sanayisinin gelişimini arzularken bir duraklıyor insan. 'Ama savaş çok kötü bir şey...' diyorsun içinden.
Ama dünyanın şakası yok. Sınırlarımızda 11 Eylül 2001'de başlayan ve her yıl komşu ülkelere bulaşarak büyüyen bir savaş var. Güçlü olmak, güçlü durmak zorundayız. İçten ve dıştan sürekli tehdit ediliyoruz. "Kimseye eyvallahı olmayan delikanlı" ülke olmak sadece konuşmakla olmuyor. Savunmada, sanayide, ekonomide ve diğer parametrelerde başkasına muhtaç olmamak zorundayız.

Tabii şükretmek de lazım. 10 yıl öncesine kadar savunma sanayisinde tamamen dışarıya bağımlıyken bugünlerin hayalini bile kuramıyorduk. Şimdi en azından kendi tankımız, kendi tüfeğimiz seri üretime geçmek üzere. Kendi İnsansız Hava Araçlarımızla terörist avlıyoruz. O cihazı bize satan ülke daha biz olay yerine gitmeden, savaştığımız teröriste "gördüler kaç!" diye haber uçuramıyor artık en azından!

Tek çare, çalışalım. "Ülkeme yeni değerler katacağım, kimseye muhtaç olmadığımız o deryada bir damla da ben olacağım" diye hayal ederek çalışalım. Bence en güzel milliyetçilik budur.

Daha iyi olacağımız günleri görmenin ümidiyle.. İyi pazarlar.