17 °c

Temiz eller operasyonu başlasın!

16 Mayıs 2017 Salı

Merhaba Haber Tam okurları,

 

Gazetecilik mesleğine bir süredir ara vermiştim. Ancak Haber Tam yöneticilerinin ısrarı üzerine yeniden dönmeye karar verdim. Gerçi pek de uzaklaşmamıştım ama dönmeye de pek niyetim yoktu, doğrusu. Çünkü gazetecilik mesleği, ne benim başladığım yıllar ne de bıraktığım yıllardaki gibi… Gün geçmiyor ki, garip garip söylentiler, bir o kadar şaşılası durumlar, kimsenin beklemediği değişiklikler yaşanmasın.

 

Benim mesleğe başladığım yıllarda bir söz vardı: “Bab-ı Âli’nin altından kanalizasyon akar” derdi büyüklerimiz. İçinde yer aldığım 23 sene boyunca bu sözün doğruluğunu defalarca yaşadım, gördüm, duydum. Ama her seferinde “kol kırılır, yen içinde kalır” misali, yaşananlar ayyuka çıkmaz, sadece kulaktan kulağa dolaşırdı. Şimdi öyle mi ya! İnterneti var, sosyal medyası var, kişisel blogları var, en olmadı “Bu sohbete gönderdiğin mesajlar ve yaptığınız aramalar artık uçtan uca şifrelemeyle korunmaktadır, üçüncü kişiler bunları okuyamaz ve dinleyemez” tarzında bilgilendirmelerle insanları dedikodu yapmaya cesaretlendiren ikili mesajlaşma programları var.

 

Eskiden kapalı kapılar ardında, kıyılarda köşelerde fısıltı halinde yapılan dedikodular artık aleni bir şekilde ve başkalarına da duyurmak istercesine yapılıyor. Peki, dedikodusu yapılanlar, yaptıkları uygunsuz işlerin başkaları tarafından duyulması ya da bilinmesinden rahatsız oluyor veya korkuyorlar mı? Elbette ki, kocaman bir hayır!

 

Korksalar ya da rahatsız olsalar bu tür işlerden uzak dururlar diye düşünüyorum. Tabii ki, bu benim aldığım terbiye nedeniyle taşıdığım bir düşünce. Çünkü onlar, ne yaptıklarından vazgeçiyorlar ne de yeniden yapmaktan çekiniyorlar. Hal böyle olunca; ne yapılanların hesabı soruluyor ne de bir daha olmaması için önlem alınıyor.

 

İşte böylesi bir ortamda zaman zaman bana söylenen “Gazeteciliğe ne zaman döneceksin?” sorusuna ben de soruyla karşılık veriyorum; “Neresine döneyim?”

 

Dile kolay, o kadar uzun süre gazetecilik mesleğini yaptım ki, insanın içinde hep bir gün dönesi geliyor. Habercilik adına yeniden aynı heyecanları yaşayası geliyor. Eski günlerin geri geleceği, gerçek haberciliğin yapılacağı günlerin yaşanacağına birazcık umudum olsa, şu an yaptığım her şeyi bırakıp yeniden gazetecilik mesleğine dönerim.

 

Zaman zaman umutlandığım olmuyor da değil. Ama her defasında cılız bir ateş olarak kalıyor ve kısa bir süre sonra da o ateş sönüp gidiyor.

 

Geçenlerde fark ettiğim sonrasında da arkadaş ve dostlarımla da teyit ettiğim yeni parlayan bir ışık var. Şu günlerde Bab-ı Âli’nin amiral gemisinde ufak tefek kıpırdanmalar var. Eski Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in başlatmaya çalıştığı ancak sürdüremeyip mesleki kariyer süresinin de yetmediği “temiz eller” operasyonunu, şimdiki Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila devralmış görünüyor.

 

Amiral gemisinin kaptanı, hiçbir şeye dokunmamış gibi görünse de son dönemde yaptıkları da dikkati çekiyor. Yazıişlerinde kıyada köşede kalmış ama gazetenin hazırlanmasında büyük emeği olan kişileri toplantı masasına daha bir yaklaştırmış Fikret Bila.

 

Medya içindeki ve internet ortamındaki söylentilerden ve dedikodulardan bir hayli rahatsız olduğunu her fırsatta dile getiren Bila, bu konuda da radikal adımlar atmaya hazırlanıyormuş. Hatta duyduklarıma göre bu adımların en büyüğünü de geçenlerde gazetenin sahibi Aydın Doğan’a da iletmiş: “Müfettiş istiyorum!”